8 Mart 2017 Çarşamba

8 Mart Dünya Kadınlar Günü

İyi akşamlar!

Bugün sonunda bu yazının başına oturabildim ve saat çok geç olmadan yayınlamak istiyorum. Bugün hepimizin bildiği üzere 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Kutlayanlar oldu, umursamayanlar oldu, standlar açan oldu, yürüyüşlere katılanlar ve bu yürüyüşleri düzenleyenler oldu hatta kutlayanlara saldırı düzenleyen bir grup bile oldu, neyse ki can kaybı olmadan atlatıyoruz şu anda bu günü. (Şükrettiğimiz şeylerin önemi ne derece büyümüş, farkında mısınız?)

Öncelikle her yerde bugünün tarihteki anlam ve önemi yayınlanmış olsa da ben de buradan kısaca bir özet geçmek istiyorum.

8 Mart 1857 tarihi. ABD'nin New York kenti. Bir grup tekstil işçisi; 40.000 kadın. daha iyi çalışma koşulları için greve başlıyor ve 120 can kaybı. 
Polisin işçilere saldırması ile işçiler, önünde grev yaptıkları tekstil fabrikasına kilitleniyorlar. Daha sonra fabrikada çıkan yangın ile işçiler kaçmaya çalışıyorlar ama fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamıyorlar. ve 120 kadın işçi can veriyor. 

💬

Hacettepe Üniversitesi Geleneksel Müzik Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi (HÜGEM)'nin Bergüzar Kadınlar Topluluğu ile birlikte 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne özel düzenlediği Anadolu Türküleri Konseri'ne katıldım dün ben. Öyle çok türkü dinleyen biri değilim aslında ama üniversiteye başladığımda her şeyi denemek ve her yere gitmek istediğimden dolayı ve dün gece de bir işimiz olmadığından dolayı bir arkadaşımla bu konsere gittik.

Öncelikle sunucuyu çok başarılı buldum. Verdiği bilgiler ve bunun eşliğinde edebiyatımızdan bazı hatırlatmalar yaparak konuşmalarını çok ilgi çekici ve dinlenebilir yapmayı başarmıştı. En çok onu dinledik. 
Türküler ayrı bir güzeldi. Ne yanık sesli kadınlar vardı bir duysanız. Türkü dinlemeyen benin bile bazı seslerde tüyleri diken diken oldu. 
Yalnız bence bazı eksiklikler vardı. Evet, her şeyiyle çok güzeldi ama 'Anadolu Kadınları' deyince ben Anadolu'ya ait bazı motifler görmeyi bekledim. Bu belki kıyafet, belki sahneye birkaç süsleme tarzı olabilirdi. Enstrümanlar yöreseldi tabi ama bence bu pek de yeterli değildi. Göze hitap eden bazı şeyler eksikti benim fikrimce. 


"Her ülkenin kadınları başkadır ama Anadolu kadını bambaşkadır. Her şiirde, her türküde Anadolu kadınından bir iz vardır." 

Dinlediğimiz halk türkülerinin %60'ından fazlasının kadınlar tarafından kaleme alındığını ve söylendiğini biliyor muydunuz? Evet, tahmin edilebilir bir şey, haklısınız. Yine de böyle sayısal rakamlar verildiğinde o bilgi her zaman gözüme daha mükemmel ve inanılamaz gözükmüştür. Konserde bunun gibi pek çok şey söylendi. Neşet Ertaş'tan tutun, edebiyatımızdaki birçok tanınmamış şaire kadar alıntılara ve şiirlere yer verildi. Ve bunlar harika seslerle, çok içten duygularla okundu. 

"Kadın ana iken verdiğini, yar iken ister. Onun için iki büyük nimetim var; biri anam, biri yarim."* Neşet Ertaş

Kendimi çok değerli hissettiğim bir etkinlikteydim işte ben dün akşam. Ellerimize birer karanfil verdiler, salon tıklım tıklım doluydu hatta ayakta kalanlar bile vardı. Böyle güzel bir etkinliğe de bu yakışırdı sanırım. 

Çok teşekkür eder ve ve tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlarım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder