25 Şubat 2017 Cumartesi

"Bir rehine gibi esir kaldım"

Lise sondayken bir üniversite festivaline gitmiştik, orada psikoloji bölümüne gitmeyecek olsak bile arkadaşımla psikoloji bölümünün konferanslarına girmiştik. Çok etkilendiğim bir konuşma yapmışlardı. Her zaman mutlu olmak zorunda olmadığımızı, üzgün olmanın aslında bir suç olmadığını ve mutlu anlarımızı paylaştığımız kadar üzgün anlarımızın da hayatımızda paylaşılmaya değer olduğunu anlatmaya çalışmışlardı. Maalesef ki genel olarak içimizi, hislerimizi hep saklıyoruz; bunu bir mecburiyetmiş gibi algılayıp birileri asıl hislerimizi fark ettiğinde o kişiden önce korkuyoruz. Bu şekilde ilerliyor hep yaşamımız. Hislerimizi anlayan o kişiyle yakın olsak bile bir süre sonra hislerimizi ona anlatmaya çekinir hale gelebiliyoruz yada anlatmak istemiyoruz. Bir çırpınış bence bu, kayboluş hatta.

23 Şubat 2017 Perşembe

Kısa Bir Galata


Kararım şu: Onu o kadar uzun süre seveceğim ki, sonunda o da beni sevecek. *
Vincent Van Gogh

21 Şubat 2017 Salı

Günlerime Not I

Bir köpeğimiz vardı eskiden köyde. Sürekli gelip üzerimize atardı kendini. Elimi biraz kaldırsam yerden, başını koyardı hemen altına seveyim onu diye. Bir yere otursak, gelir kucağımıza başını koyar, yatardı. Sürekli kendini sevdirmeye çalışırdı, sürekli tüyleriyle oynamamızı, onunla ilgilenmemizi isterdi.
Yan yana görüşmediğimiz zamanlar böyle hissetmeye başladım sana karşı. Sürekli kendimi gözünün önünde tutmaya çalışıyorum sanki zorla.
Ama kötü olan ne biliyor musun, o köpeğimiz bir gün dağlarda yediği yanlış bir meyve yüzünden öldü.
Yanlış meyve olma, lütfen.
- 10 Ağustos

**Başımızı alıp gidelim mi artık o dediğin yere? Sen tamamıyla 'hayat'ı yaşatıyorsun zaten.

19 Şubat 2017 Pazar

Mutluluk Mutsuzluk

Olmuyor.
'Oldurmak istiyorum.' demekle de olmuyor hiçbir şey.
Öyle yorgun, bitkin yığılıyorsun yere. Avazın çıktığı kadar bağırıyorsun. Yok, yine olmuyor.
Tepebaşı Dükü hep derdi zaten: olayların karşısında üzülemiyorum hep sinirleniyorum, diye. İşte böyle sinirleniyorum ben de olmadıkça, olduramadıkça.
Hayat öyle istediğin gibi ilerlemiyor ki, kaybolup duruyorsun bilmediğin yollarda. Sanki her birimiz kanlı birer düşmanız, sürekli yıkmaya çalışıyoruz her şeyi.
Ben kendimden söylüyorum bak: Önce her şeyi çok güzel başlıyor zannediyorum, hayaller alemindeyim. Sonra zamanla gerçekleri görmeye başlayınca; vay bu böyle miydi!
Böyleydi tabi, gözünü açıp bakmadın ki. Çekiyorsun perdeyi, gerisi ne güzel. Oh!

17 Şubat 2017 Cuma

İlhami Algör / Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku



"Her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?" dedi. "Herif rüzgarı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı."
"Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku," dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi.
"Evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku," dedi, arkasını dönüp gitti.
Hikaye elimde, öylece kalakalmıştım. Şu, bir fotoğrafta gördüğü kadını sevip, resmin orijinali ile karşılaşınca, "Hanımefendi, ben size değil, resminize aşığım," diyen müşfik şahıs belirdi ve aynı cümleyi yüzümün ortasına söyleyip gitti. "Hass..." dedim kendi kendime.

15 Şubat 2017 Çarşamba

Ali Lidar / Z Raporu


Merhaba! İçindeki her yazıdan ayrı bir not çıkarıp, içime işlediğim kitabı anlatmak istedim ben bugün. Aslında okuyalı bayağı oldu bu kitabı ama Ali Lidar yayınladığı tüm kitaplarıyla blogumda olmalı diye düşünüyorum, yaşamımda anlamı çok büyük yazarlardan çünkü.
Ali Lidar okuyanlar bilir, samimiliğiyle çoğumuzun gönlüne taht kurmuştur Eskişehir Dükü. Dük mevzusunu belki biliyorsunuzdur, bilmeyenler için bir yazısındaki açıklamayı ekleyeyim buraya;

13 Şubat 2017 Pazartesi

Johann Wolfgang von Goethe / Genç Wether'in Acıları


Merhaba! Daha rahat ve daha kısa sürede kitap okuma şerefine layık olabildim ben bu yarıyıl tatilinde. Okuduğum ilk roman; Genç Werther'in Acıları'ydı. Aslında bu kitap bende uzun süredir vardı ama okumaya sıra gelmiyordu açıkçası. Neyseki okudum ve bitirdim.

11 Şubat 2017 Cumartesi

Kapağı Açılınca Nasıl Olduğunu Fark Ettiren Defter

Genelde zor zamanlarımda yazı yazdığım, içimi dökmeye çalıştığım bir defterim var. Kişiliğim nedeniyle iyi hissetmediğim zamanlarda birilerini haberdar ederek benimle ilgilenmelerini sağlamak bana çok uzak geliyor, yapamıyorum. Genelde bekliyorum o an biri tesadüfen arasın beni diye. 
Bu defterimde dönüp dönüp beni çok etkileyen bir yazı yazmışım. Şu şekilde;
Tam bir yıl önce bugün 'Her şey kötüye gidiyor. Sanki hiç mutluluk bana uğramamış yada uğramayacak gibi hissediyorum.' diye yazmışım bu deftere. Şimdi öyle demeyeceğim için çok mutluyum; bir senede o kadar çok yol kat ettim ki kendime inanamıyorum. Bir zamanlar üzüldüğüm insanların yerini şimdi daha çok değer verdiğim ve hatta ölümüne sevdiğim insanlar aldı. Sanırım mutluluk bir kuş ve zamanı geldiğinde omzuna konuyor, öyle güzel ötüyor ki her insanı bir çiçeğe dönüştürüyor.

9 Şubat 2017 Perşembe

Şiir Mi Demiştiniz? - II



  • Neredeyse herkesin tanıdığı felsefe öğretmeni Ali Lidar'dan bahsetmek istiyorum ben bugün. Kendisiyle çok rezil olarak tanışma şerefinde de bulunmuştum, biraz garip bir anıydı. Lakin bunu daha farklı bir yazıda anlatmak isterim. Ali Lidar'ın 'Alengirli Şiirler' kitabını bilenler vardır. O kitaptan birkaç şiirle başlamak istiyorum ben bugün. :) Ali Lidar'ın internet sitesine de mutlaka göz atmalısınız!

7 Şubat 2017 Salı

Protein Tozu Kullanmak Vücudunuza Zarar Vermiyor!

Etrafımdaki insanlara dikkat ederek sporla ilgili genel bir konu üzerinde biraz araştırma yaptım ben bu sefer; protein tozu kullanmak.

5 Şubat 2017 Pazar

Şiir Mi Demiştiniz?

Bugün blogumda seriler olursa daha kolay içerik üretebileceğimi düşünerek ilk serime başlama kararı aldım. Ne sıklıkla yaparım bilemiyorum ama okuduğum şiir kitaplarındaki en güzel kesitleri, en güzel şiirleri sizlerle paylaşmaya karar verdim. Böylece şiirle ilgilenenler için şiir kitabı önerileri yapmış olacağım hem de ben genelde tanınmamış şairleri okumayı sevdiğimden böylece kıyıda köşede kalmış mükemmel şairlere de bir faydam olmuş olacak.
Bakalım neler var.. :)


  • İbrahim Tenekeci'yi belki bazılarınız duymuştur. Özellikle Tumblr ortamında fazla fazla paylaşılmaya başlanan bir şair kendisi. Ben de 'Üç Köpük' adlı şiir kitabından bir şiir paylaşmak istiyorum sizinle.

3 Şubat 2017 Cuma

İdealize Etmek


İnsanlarla olan ilişkilerimiz maalesef hayatımızda gittikçe daha çok çıkar ilişkisine dayanmaya başladı. Karşımızdaki kişiyi hayatımızda istediğimiz yere istediğimiz şekilde koyamıyorsak yada o kişinin karakteri buna izin vermiyorsa genelde aradaki ilişki yürümüyor. İşte bu durum, karşımıza çıkan kişileri idealize etmemizden kaynaklanıyor ve bizi sürekli bir boşluğa ve arayışa itiyor.

Üniversiteye başladığım ilk dönemde seçmeli ders olarak Sosyoloji aldım. Orada  şöyle bir konu üzerinde durmuştuk ve sırf bu konuya kazandığınız bakış açısının devamı için bile sosyoloji eğitimi almalı bir insan. Derste üzerinde durduğumuz o konu ise kısaca şöyle:

1 Şubat 2017 Çarşamba

Fiziksel Aktivite Önemi

Geçenlerde Hacettepe Üniversite'sinde Sağlıklı Yaşam ve Egzersiz Topluluğu'nun düzenlediği bir sağlık konferansına katılmıştım. İsmi: "Sağlıklı Yaşam Konferansı"ydı. O konferansta ismini duyduğum birinden bahsetmek istiyorum; Profesör Jerry Morris.