İnsanlarla olan ilişkilerimiz maalesef hayatımızda gittikçe daha çok çıkar ilişkisine dayanmaya başladı. Karşımızdaki kişiyi hayatımızda istediğimiz yere istediğimiz şekilde koyamıyorsak yada o kişinin karakteri buna izin vermiyorsa genelde aradaki ilişki yürümüyor. İşte bu durum, karşımıza çıkan kişileri idealize etmemizden kaynaklanıyor ve bizi sürekli bir boşluğa ve arayışa itiyor.
Üniversiteye başladığım ilk dönemde seçmeli ders olarak Sosyoloji aldım. Orada şöyle bir konu üzerinde durmuştuk ve sırf bu konuya kazandığınız bakış açısının devamı için bile sosyoloji eğitimi almalı bir insan. Derste üzerinde durduğumuz o konu ise kısaca şöyle:
Televizyonlarda izlediğimiz programlarda çok görülen karikatürize duygular; yani herkesi kendisinin mağdur olduğunu hissettiren, ve sürekli 'kimse beni sevmedi', 'beni aldattılar' gibi cümlelerin herkes tarafından yeniden üretilmesi, aslında günümüzün en temel problemi. Kısaca insanların başlarına geleni anlayamama, anlamlandıramama problemi. Bu kadar farklı insanı aynı şeyi düşünmeye iten şey; insanların yakın ilişkilere yüklediği anlamlardan kaynaklanıyor.
Yukarıdaki paragrafta sosyolojik bir dille anlatmaya çalıştım derdimi. Daha basite indirgeyecek olursam, herkes mağdurken insanları mağdur eden bu şahıslar nerede? Onlar neden televizyona çıkmıyor yada neden 'Doğru, ben ona şöyle şöyle yapmıştım, hatalıyım.' laflarını günlük hayatımızda kimseden duyamıyoruz?
İşte bu sorunun cevabı maalesef karşılıklı ilişkilerde birbirlerimize yüklediğimiz anlamlar ve genel olarak karşıdaki kişiyi idealize etmek.
TDK'ya göre;
İdeal; Düşüncenin tasarlayabileceği bütün üstün nitelikleri kendinde toplayan.
İdealize etmek; İdeal duruma getirmek.
Örnek üzerinden açıklamaya çalışırsam; bir ilişkiniz var. Çok fazla seviyorsunuz, sevdiğiniz kişi gözünüzde mükemmel, hatta dünyanın en güzel yaratığı belki de sizin için. Onun için şiirler, mektuplar, hediyeler hazırlıyorsunuz, her gün farklı sürprizlerle karşısına çıkıyorsunuz ama ilişkinin karşı tarafındaki insan aynı şekilde davranmıyor size. Evet, bazen durumdan rahatsız olup bunu dile getirenler ve çözüme ulaşanlar var. Ama hiçbir değişiklik olmadığı takdirde; siz karşınızdaki kişinin varlığı ve sizinle olmasıyla bile o kadar mutlusunuz ki, bunu önemsiz bir sorun olarak görmeye devam ediyorsunuz.
Ama şurada patlak veriyorsunuz; Başka bir ortama girdiğinizde yada başka birisi size karşılık beklemeden ilgi gösterdiğinde hiç beklemeden hatta rahatlayarak 3-4 yıllık ilişkinizi bile sonlandırabiliyorsunuz. Çünkü; karşınızdaki kişiyi o kadar idealize etmiş, onu o kadar yüceltmiş ve kendinizden ödün vermişsiniz ki maalesef küçük bir değişikliğin yarattığı bir farkındalık ile birikiminizi yok ediyorsunuz.
Burada maalesef iki taraf da karşınıza mağdur olarak çıkıyor.
İki yönden de düşünün lütfen ve kendinizi iki taraflı olarak yoklayın. Yıllardır değer verdiğiniz ama bunu hissettirmediğiniz biri bir anda başka birisinin ilgisiyle sizi terk ediyor, haklısınız, 'sevgilim beni aldattı' diyebilirsiniz yada yıllardır emek verdiğiniz birisinden belli bir süreçten sonra yorulduğunuzu ve hayatınızın bu şekilde devam etmeyeceğini fark ederek ayrılıyorsunuz, haklısınız, 'hiç gerçekten sevilmedim' diyebilirsiniz.
Karşınızdaki insanı idealize etmeyin, çok sevebilirsiniz ama kendinizden daha fazla değer vermeyin kimseye. En çok önemli olan kendinizsiniz bu hayatta, unutmayın!
Ayrıca idealize ederek boşluğa da düşüyorsunuz fark etmeden. Kendinizden uzaklaşıyorsunuz, kendiniz olmaktan bile çıkabiliyorsunuz bazen. Bunu sadece siz değil, ben de yapıyorumdur, yanlış anlamayın. Hepimize bu önerim!
Bırakın, herkes kendi gibi olsun, kendisi gibi davransın, kimsenin mükemmel olmasına gerek yok!
İdealize etmek, insan ilişkilerinde iki tarafa da zarar verir. Sadece aşk değil bu, günlük hayatta kurduğunuz dost ilişkileri bile böyle artık. Arkadaşlarınızla farklı yönlerde değişmeye başladığınızda neden kopuyorsunuz sizce? Neden araya soğukluk giriyor yada neden konuşmamaya başlıyorsunuz? Bırakın, herkes istediği yerde istediği şekilde dursun.
İnsanları olduğu gibi kabul edin.
Ve sağlıkla kalın!
Bayıldım! Ben de geçen haftalarda bi arkadaşımın sosyoloji dersine misafir olmuştum. Sosyoloji gerçekten her insanın az buçuk da olsa ilgilenmesi gereken bir alan. Bir araya getirdiğin düşünceleri çok beğendim. Yazılarının devamını dilerim!
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim! Beğenmenize çok sevindim!
YanıtlaSil