Kararım şu: Onu o kadar uzun süre seveceğim ki, sonunda o da beni sevecek. *
Vincent Van Gogh
ben Walheim'e doğru yürüyorum ve oraya kadar gittikten sonra, onun yanına varmak için ancak yarım saatlik bir mesafe kalıyor. Onun soluduğu havaya çok yaklaşmış oluyorum derken kendimi orada buluveriyorum. Büyük annemin bir 'mıknatıslı dağ' masalı vardı: Ona çok fazla yaklaşan bir geminin bütün demir kısımları sökülür ve çivileri o dağa doğru uçarmış, zavallı tayfaları da, birbiri üstüne yıkılan tahtaların arasında boğulup gidermiş... *
yorgunsak eğer, bu daha önceden çok uzun bir yolu yürüdüğümüzden değil midir? Ve insanın yeryüzünde verilecek bir savaşı olduğu doğruysa, o bezginlik duygusu ve başın yanıp tutuşması, uzun süredir mücadele ettiğimizin bir göstergesi değil midir? *
Vincent Van Gogh
Johann Wolfgang von Goethe
Bulutları yastık yapardık, gökyüzünü yorgan. Derin bir uykuya dalardık yıldızlara inat... Belki gökkuşağının altından geçerdik, ya da bir kuyruklu yıldızın peşine takılırdık... Mutluluktan bir salıncak kurardık, salınırdık diyardan diyara. Sevgiden örülmüş iki atkı yapardık, dolardık boynumuza, soğukluk girmezdi aramıza... *
Ferdi Demir
İnsanlar o kadar harikuladeler ki, düşlerinin peşine düşenin peşine düşerler. *
Ferdi Demir
Çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım. *
Frida Kahlo
Nil Karaibrahimgil
Merhaba sevgilim, bu bir şiir değil. Sana denizden yazıyorum. Belki de sana ulaşmak için mekan değiştirmem gerekiyordu. Varlığını her yerde hissedebiliyorum. Seni öyle seviyorum.
Farklı hayat hikayeleri olan, aynı denizin adamlarıyla tanıştım. Ben sana nasıl bağlıysam, onlar da denize aynı tutkuyla bağlılar. Ceketimin cebindeki kağıtlar sana dokunmamı sağlıyor. Kalemim, mürekkebinin bitmemesi için direniyor. Hep sana yazıyorum.*
Sıla Mutlu
Farklı hayat hikayeleri olan, aynı denizin adamlarıyla tanıştım. Ben sana nasıl bağlıysam, onlar da denize aynı tutkuyla bağlılar. Ceketimin cebindeki kağıtlar sana dokunmamı sağlıyor. Kalemim, mürekkebinin bitmemesi için direniyor. Hep sana yazıyorum.*
Sıla Mutlu
Tanrım merhaba
cehennemi dökmeye ne gerek vardı dünyaya *
Batuhan Dedde
"Tanrılar Sisyphe'i bir kayayı durmamacasına bir dağın tepesine kadar yuvarlayıp çıkarmaya mahkum etmişlerdi; Sisyphe kayayı tepeye kadar getirecek, kaya da tepeye gelince kendi ağırlığıyla yeniden aşağı düşecekti hep. Faydasız ve umutsuz çabadan daha korkunç bir ceza olmadığını düşünmüşlerdi, o kadar haksız da sayılmazlardı."
Fulvio Ervas
Çektiğim fotoğrafları altlarına notlarla @beniseninandirblog adlı Instagram hesabından paylaşıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder